Haber

‘Hatay’daki yıkımın başlıca nedeni; zayıf zemin, kalitesiz bina, aktif fay zonu üzerinde yapılaşma’

İZMİR Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi. Hasan Sözbilir, depremin en sert vurduğu illerden biri olan Hatay’daki büyük yıkımın ana nedenlerini anlattı. Sözbilir, zayıf zeminlerde gerekli önlemlerin alınmadan yapılaşma, deprem yönetmeliğine uygun yapılmayan binaların çokluğu ve aktif fay zonları üzerinde yapılaşmanın başlıca etkenler olduğunu söyledi.

Türkiye’nin Doğu, Güneydoğu, Akdeniz, İç Anadolu ve Karadeniz bölgeleri, Kahramanmaraş merkezli 10 ili etkileyen 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerle sarsıldı. Yıkım, ölüm ve yaralanmalara yol açan sarsıntıların ardından bölgelerde arama kurtarma çalışmaları sürüyor. DEÜ DAUM Başkanı ve Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Afyon Kocatepe Üniversitesi Deprem Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Volkan Karabacak’a gitti ve çalıştı. Kendisi de Hataylı olan Prof. ve bazı uzak akrabaları harabeye dönmüştü. Dr. Hasan Sözbilir, depremin en sert vurduğu illerden biri olan Hatay’da yıkımın neden bu kadar etkili olduğunu değerlendirdi. Sözbilir, “Depremden en az hasarla çıkmak için ne yapıldığı 84 yıldır biliniyor. Bunu ilk ne zaman fark ettik? 84 yıl önce olan 1939 Erzincan depremi. 52 yıl süren bu depremde. Saniyeler içinde 33 bin vatandaşımız hayatını kaybetti.Bu depremin ardından bölgeye hızla gelen MTA, Enstitüde görev yapan Wilhelm Salomon-Calvi, bu kadar yüksek can ve mal kaybını 3 ana nedene bağladı: Birincisi yanlış bina inşaatı, ikincisi zayıf ve sıvılaşmış zemin üzerine yapılan inşaat, üçüncü sebep ise depremin sismik kaynağı” Bu fay üzerindeki yapıdır. 84 yıldır yaşanan sarsıntılarda bu 3 ana sebep değişmedi. 6 Şubat depreminde yıkıma neden olan başlıca nedenler bunlardı” dedi.

Amik ovalarını oluşturan zayıf zemin ve yüksek yeraltı suyu seviyesi sıvılaşma dediğimiz olaya neden olmuş, bu nedenle zemin taşıma gücünü kaybetmiştir. Binaların yer altına çökmesine neden oldu. İkinci doğa kaynaklı neden ise oturma altından geçen hareketli fayların varlığıdır. Normal şartlar altında, jeolojik etüt ve mikrobölgeleme çalışmaları sırasında, yakın gelecekte sarsıntı üretme potansiyeline sahip canlı faylar üzerinde inşaat yapılmasına izin verme aşamasında karar verilir. Ancak Antakya ilçesinin bu son araştırmalarında canlı fayların gözden kaçtığı ve yapılaşmaya kapatılmadığı anlaşılmaktadır. Yani kusur kanunu uygulanması gereken yerde uygulanmadı. Bu yanlış kararın mutlaka yeniden değerlendirilmesi gerekiyor. Çünkü gözlemlerimiz göstermiştir ki bu bölgedeki faylar titreşim ürettiğinde fay hattı boyunca yeryüzünü paramparça eder ve üzerindeki yapıları yok eder. Geçen yılla ilgili olmakla birlikte yeni binaların da yıkıldığı gözlemlendi. Yıkılan binaların değerli kısmında kat sayısı 1-4 arasında değişiyor. Kısacası; Hatay’daki yıkımların başlıca sebepleri, zayıf temeller üzerine gerekli önlemler alınmadan inşa edilmesi, sarsma yönetmeliğine uygun yapılmamış binaların çokluğu ve hareketli fay bölgeleri üzerine inşa edilmesi olarak özetlenebilir. Bu nedenle tarafımızca bilimsel hazırlıkları tamamlanan ve yönetmeliği hazırlanan kusur kanununun bir an önce çıkarılması hayati önem taşımaktadır.

niksar-ajans.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu